Amerika En Büyük Hayallerimden Biriydi ve Bir O Kadar da Uzaktı


amerika en büyük hayallerimden biriydi ve bir o kadar da uzaktı

Emre Mor

Amerika aklımdaki en büyük hayallerimden biriydi, bir o kadar uzaktı da. Hep hayal olarak kalacak sanırdım. Belki de henüz yeterli olgunluğa ulaşmamış olmak, etrafındaki fırsatları görememek, yeterince araştırma yapmamak vs. sebeplerdi bu hayali uzak görmeme neden olan. Neden sonra internetten deneyimler okudum, yanıma birkaç kişi daha aldım, cesaret kazandım derken her şeyin o kadar da uzak olmadığını gördüm. Yine küçük bir araştırmadan sonra bu amacımı gerçekleştirmek için, özellikle öğrencilik yıllarında, en iyi yolun ‘work and travel’ programı olduğundan zaten az çok haberdardım. Vize, pasaport, çalışma vizesi, formlar gibi işlemler zamanında ve düzenli hareket ettiğiniz sürece gayet rahat ve sorunsuz ilerler. Biz ilk başta üç kişi başvurduk, amacımız beraber gidip çalışıp eğlenip dönmekti, aynı zamanda birbirimize destek olacaktık, fakat iş konusunda fazla seçici davrandığımız için üçümüzün de istediği bir işin kontenjanını ikiden üçe çıkartamadık. Yaşadığımız ilk sorun buydu. Diğer iki arkadaşım o işe başvurdu, ben de biraz bekleyip aşağı yukarı aynı özelliklerde başka bir işe girdim. Yalnız gitme fikri Türkiye’deyken beni çok tedirginleştirdi, özellikle uçağa bir iki gün kala.. ama geri döndüğünüzde her şeyi tek başınıza halletmiş olmanızın size verdiği güven!! JBu deneyim sizi olgunlaştırır bir kere, yol yordam öğrenirsiniz, etrafınızda Türk yoksa dil konusunda grup olarak orda bulunanlara nazaran daha karlı çıkarsınız, yeni bir çevre daha keyiflidir vs. Dünyanın neresinde olsa yaşarım hissi de cabası JYaşadığım esas duygular bunlardı gerçekten.

 

Daha somut deneyimlerime gelirsek.. Uçak yolculuğu gayet konforlu ve elit bir muameleyle geçer JÖzellikle aktarma yaptığınız şehirden Amerika’ya seyahat ettiğiniz uçak havaya girmeniz için yeterlidir. Havaalanından gideceğiniz yere ulaşım hakkında önceden az çok bilginiz olmasında çok büyük fayda var. Ben bu konuda şanslıydım, gitmeden bir iki hafta önce sponsor firmanın ‘koordinatör’ sıfatı altında şoförü benimle iletişime geçip beni alacağını bildirdi, öyle de oldu. Bu ilk aşama için çok güzel bir şanstı benim için. Eve vardım, benden önce gelen üç beş kişiyle tanıştım, odamı seçtim, yerleştim. Evimiz dubleksti, sabahları elit bi kahvaltı için, akşam yemeği ziyafeti, parti vesaire için uygun kocaman bi bahçesi vardı. Sincap, tavus kuşları, yılanlar evcil hayvan muamelesi görürdü. İlk hafta tam bi kültür şoku yaşadım. Çok kez dönmeyi düşündüm. Damak tatları farklıydı, o farklı bu farklı her şey farklıydı, daha uçaktan indiğimde zaten ülkeye başka bir koku hakimdi, her yerde bir şeyler küflenmiş olamazdı, Amerikalılar bana özel ‘geri dön’ kokusu da üretmediklerine göre, bayağı bildiğin ‘gavur kokusu’ buydu demek ki JBir hafta sonra her şey yolundaydı. Kendimi oradan biri gibi hissetmeye başladım, benden sonra gelenler oldukça bu hissim daha da pekişti J

 

Fakat maalesef ki şanssızlıklarım kültür şokunu atlatmakla son bulmadı. İş yerinde çalışanlar ve yönetenlerle çok problemler yaşadım. İlk kez bu kadar uzun soluklu ve fiziksel güç gerektiren bir işte çalışmak ilk zamanlar gerçekten tökezlememe sebep oldu ve bu gibi aksaklıklara hiç göz yumulmadı. Ben de alttan almadım, bir süre sorunlu devam etti günlerimiz, hatta sorunlar arada kişisele dönüşerek hareketli günler yaşamamıza neden olduysa da insanlar beni tanıdıkça daha samimi ilişkiler kurmayı başardık. Sabah sekizde kalkıp akşama kadar sıcağın altında çalışmaya alıştım, her şey yolunda, arkadaşlarla güle eğlene etrafı keşfediyoruz, partilerin tadını çıkarıyoruz, tam özgürlük derken bir ay kala ev sahibi evin mahvolduğunu gördü ve ertesi gün polislerle gelip tutanak tutturdu JBu harekete karşılık olarak bir grup arkadaş kendilerine başka bir yer bularak evi terk ettiler. Diğer bir grubun zaten işi bitti ve travel kısmına geçtiler. Biz evde iki kişi kaldık ve ev sahibimiz iki kişi için koca evi kiralayamam diyerek bize de yolu gösterdi. Ben ve Sırp arkadaşım bu aşamada ‘Work and Travel – Survivor’ moduna geçerek kalacak yer arama çalışmalarına başladık. Tabii ki İdealsas bizi yalnız bırakmadı ve dublex evimiz kadar görkemli olmasa da ufak bir yere yerleştik. Çalışırken de para parayı çekti ve yirmi günlük travel kısmımı, ikinci işimi on gün daha uzatarak california’yı da sonraki seneler görürüm dedim ve on güne indirdim.

 

Haftalık tatil günlerinizde zaten sınır eyaletleri gezip görme şansı bulursunuz. On günlük travel kısmında en çok merak ettiğim iki şehri, Boston ve New York’u gezdim. İki şehri de keşfetmek için yeteri kadar vaktim oldu, her ikisine de hayran kaldım. Times meydanı, Empire State binası, Madison Square Garden, özgürlük anıtı vs. tabii ki ilk tecrübeniz için görülecek yerlerin başında gelir ama ben bunlara ek olarak, asıl olarak, bütün sokakları, caddeleri, ulaşım aracı kullanmadan, tek tek yürüyerek oradaki hayatı, yaşamı, oradan biriymiş gibi gözlemlemek, hissetmek istedim. Yaptım da. Her sabah erkenden otelden çıktım, akşama kadar ziv ziv gezdim JGezmek görmek alışverişi de beraberinde getirdi. Zaten New York beşinci caddenin ışıltısı, babama jest olsun diye ayırdığım parayı da sildi hesabımdan JÇok keyif verici anlar, duygular, detaylar yaşadım. ‘Top 10’umda Boston Üniversitesi de vardı. Girdim, içim burkuldu, öğrencileri çok kıskandım. İçeride Amerikan filminden sahneler çekiliyordu sanki. Amerikan futbolu ve adını dahi bilmediğim bir takım oyunlar oynayanlar, ormanlık alanda doğa sporları yapanlar, nehirde botuyla takılanlar.. Gerçek kampüs burasıydı sanki, bir üniversitelinin hak ettiği gerçek yaşam alanı. Orada okumak için neler vermezdim. Türkiye için toparlanmaya son iki gündü artık, yaşadığım eyalet Maine’e geri döndüm, valizler toparlandı, milletle vedalaşıldı, hüzünlü sahneler derken havaalanı kendini gösterdi ama bi yandan dört aydır aileme biriktirdiğim özlem ‘yeter artık dön’ de dedirtmişti.. mutluydum.. huzurluydum.. kafamda hayalden öte somut bi Amerika vardı artık, merakımı gidermiştim, üstüne bi dünya da anı. Daha ne olsun ki.. Zaten umarım son da değildi..

 

Emre MOR

Yıldız Teknik Üniversitesi, İngilizce Öğretmenliği

2011 Yılında Work And Travel Programına katıldı

ABD, Maine Eyaleti'nde çalıştı

TÜM WORK AND TRAVEL REFERANSLARIMIZI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Öğrencilerimiz Anlatıyor

Öğrencilerimizin Yurt Dışı Deneyimlerini Kendi Ağızlarından Dinleyin

İdealsas Farkı ile Yurtdışında Eğitim

Bizi Tercih Eden Öğrencilerimize Sunduğumuz Garantiler

Ücretsiz Danışmanlık

Ek bir ücret ödemenize gerek kalmadan tüm başvuru, kayıt, konaklama yerleştirme ve vize işlemlerinizi sizin yerinize biz yapıyoruz!

En İyi Fiyat ve Avantajlar

Çalıştığımız okulların resmi ücretleri üzerinden bize özel verdikleri tüm özel indirim ve fırsatları size sunuyoruz!

Güvenirlik ve Hız

Okullarımızın tamamı yetkili kurumlar tarafından onaylı ve garantili olup her birinin resmi acentesi olduğumuzdan tüm işlemlerinizi 48 saat içinde tamamlıyoruz!

7/24 Destek

Gerek gitmeden önce gerekse gittikten sonra size Türkçe olarak kesintisiz destek ve yardımda bulunuyoruz!

22 Yıllık Deneyim

2002'den bu yana Yurtdışında Eğitim ve Work&Travel da Türkiye'nin en çok tercih edilen, güvenilir acentesiyiz!

17.468 Öğrenci

%100 memnuniyet garantisi ise her yıl binlerce öğrenciyi yurt dışına gönderiyor ve eğitimlerini sağlıyoruz!

Duyuru & Fırsatlar

Yurt Dışında Eğitim Hakkında Bulabileceğiniz Herşey

Her Zaman Size Uygun Bir Seçeneğimiz Var

Yurtdışı için İlk Adımını At!

Aradığınız Eğitim ve Programı Bulamadınız mı? Merak Ettiğiniz Daha Çok Detay mı Var? Alanında Uzman Danışmanlarımız Sizi Arayıp Tüm Sorularınıza Cevap Vermek için Bekliyorlar!

Biz Sizi Arayalım

Captcha

Göndere tıklayarak sizinle iletişime geçmemize izin vererek Gizlilik ve Çerez Politikalarımızı kabul etmiş sayılırsınız.

emre-mor_2a3aedbe-9ea3-4ff1-a126-14a172719869.jpg